MUSTAFA KEMAL HAMİDİYE ÇARŞISI /ŞAM

0

Şam’ın sokaklarını arşınlarken AL Bait caddesine gelmiştik. Ünlü Hamidiye Çarşısının da Batı Kapısı da görülmüştü zaten. Şam’ın kuru ve sıcak havasından kaçmak için en güzel mekândı, Kapalı çarşının loş ve de serin havası. Çarşının içine girdiğimiz andan itibaren yüzümüze çarpan serin hava bizi biraz olsun rahatlattı. Hamidiye Çarşısı bizim Mısır Çarşısı’ndan biraz büyükçe sayılırdı.
Hamidiye Çarşısı; canlı, hareketli, renkli ve büyülü atmosferiyle Şam’a gelen herkesi kendine çeker. Bu çarşıda Şam Kumaşı diye ün salmış el dokuması kumaşlar sergilenir. Karayoluyla hac yapıldığı dönemlerde Türk hacılarının en önemli uğrak yerlerinden biriymiş.

Nasr Caddesi’nden Emevi Camii meydanına yaklaşık 600 metre mesafedeki Şam’daki Hamidiye çarşısı, ziyaretçilerini birbirinden farklı onlarca dükkânın rekabet ettiği bir alışveriş gezisine çıkarıyor. Ancak defne sabunu, el yapımı parfümler ve yabani otların karışımı kokular arasında, iki buçuk asırlık mimari üslubun, tarihi mekânların ve geleneksel el sanatlarının detaylarına uzanan bir yolculuk olduğu için diğer alışveriş yerlerine benzemez.

Yaklaşık bir kilometre boyunca uzanan çarşının ana caddesinin sonunda, sağ tarafta ise bu kez kadın giysileri, akla gelebilecek her türlü aksesuar, incik- boncuk ne ararsanız var. Yaklaşık bir kilometre boyunca uzanan çarşının ana caddesinin sonunda,. Bugüne kadar görmediğiniz giysileri aksesuarları, Şam’ın bir çok yerinde satıldığı fiyatın neredeyse yarısına buradan alma imkanınız var.

Sağlı sollu dükkanların arasından ilerleyerek yürüyorduk ki solda ki bir dükkanın tabelası dikkatimi çekti. MARAŞLIYAN diye iri harflerle yazılmıştı. Vitrininde spotların aydınlattığı sıralanmış altın takılar, inci gerdanlıklar ve elmas parçalar göz kamaştırıyordu. Bu da Anadolu dan gelmiş Ermeni bir kuyumcuydu sanırım. Suriye’nin farklı yerlerinde bunlarla karşılaşmak olağandı. Ve bu arada dükkândan Türkçe konuşmalar duysak da uğramadan çarşı içinde ilerlemeğe devam ettik. Zaten aradığımız dondurmacıya da varmıştık. Hamidiye çarşısında gezip de Şam Dondurması yemeden olur mu?

Sağ tarafta içeriye derinleşen vantilatör ve klimalarla serinletilen bir mekândı. Dondurması ve muhallebisiyle meşhur,. Bakdash Muhallebicisi.
İçeri geçip kendimize sakin bir köşede yer bulup oturduk. Garson Türkçe sözlerimize yanıt vermeyince dondurma siparişini Fransızca vererek sorunu hallettik. Bu arada dondurma tarifini de bir Maruni’nin (*) yardımıyla aldık. ( Tarifini sonunda sizlere de aktaracağım) Suriyeli Araplar genelde Türkçe bilmiyorlar ya da anlasalar da yanıt vermiyorlardı. Ermeniler ve Maruniler arasında Türkçe konuşanlara daha sık rastlanıyordu.

Bir taraftan dondurmamızı kaşıklıyor, bir taraftan da, duvarlardaki farklı resimler, tavandan sarkıtılmış objelere izliyorduk. Bu arada da zihnimde geçmişe uzun bir yolculuk yapıyordum.
“……Önceleri Jön Türkler de genellikle buraya gelirlermiş. Daha sonra Mustafa Kemal , Şam’a tayin edilince onun da mekanı olmuş burası.

Kurmay Yüzbaşı Mustafa Kemal, mezuniyetinin ardından 5 Şubat 1905 tarihinde Şam’da bulunan 5. Ordu’ya tayin edilmiş. Burada kendisine görev verilmeyince boş zamanlarını çağdaş yazarların kitaplarını okuyarak geçirmeye başlamıştır.1905-1907 yılları arasında Şam’da Lütfi Müfit Bey (Özdeş) 5. Ordu emrinde görev yaptı.

Şam’da 5. Ordu’nun emrinde kaldığı üç yıl içinde Suriye’nin hemen her yerini görevle dolaşmış. Memleket idaresindeki aksaklıkları, ordunun eğitim ve öğretimindeki eksiklikleri daha da yakından görebilmişti. Mustafa Kemal, Bu dönemde Müfit ve Lütfı Şam’da,yine bir gün Hamidiye çarşısında dolaşırlarken, Mustafa Kemal Paşa, Müfit ve Lütfi, esnaftan Mustafa Efendi ile tanışıyorlar. Dükkân sahibi onları Türkçe selamlamıştı. Dükkân küçük olduğu için dükkânın önüne sandalye çekip oturdular. Fakat Mustafa Efendi’nin hali Mustafa Kemal Paşa’nın dikkatini çekmişti. Dükkânın içini görmek istiyor. Mustafa Kemal Paşa meraklandı ve içeri girdi. Masada ve raflarda tıp, felsefe, inkılâp ile ilgili kitaplar vardır. Dükkân sahibine, “siz esnaf mısınız, yoksa filozof mu? diye sordu. Adam “esnafım ama okumayı severim. Hele özgürlük edebiyatını” dedi. Sonra İstanbul’da Askeri Tıbbiye ’de okuduğu sırada siyasi görüşlerinden dolayı hapse atıldığını, sonra da sürgüne gönderildiğini açıkladı. Adı Hacı Mustafa’ydı. Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşlarını birkaç gece sonrası için evine davet etti. i; Mustafa Efendi (Mustafa Cantekin) aslında bir tıbbiyelidir. Hürriyetçi hareketlerinden dolayı mektepten çıkarılmış, Şam’a sürülmüştür. Bir gece Mustafa’nın mütevazı evinde buluşmaya karar veriyorlar. O gece Mustafa’nın söyledikleri kesindir, ihtilâl yapmalı. İnkılâp yapmalı… Mustafa Kemal Paşa bu fikirlere çoktan hazırdır… Hepsi heyecan içindedir.

1906 yılının Ekim ayında ikilinin uzun sohbet gecelerinde oluşan fikirleri neticesinde, Lütfi Müfit Bey’in (Özdeş) de katılımıyla Vatan ve Hürriyet Cemiyet kurulmuştur. Bu arkadaşlarıyla beraber Beyrut, Yafa ve Kudüs’te de kurdukları cemiyeti genişlettiler. Bir ara gizli olarak Mısır ve Yunanistan yoluyla Selanik’e geçerek burada da Vatan ve Hürriyet Cemiyeti’nin bir şubesini açtı ve tekrar Şam’a döndü. 20 Haziran 1907 — Rütbesi Kolağası rütbesine yükseltildi. Kolağası Mustafa Kemal, 13 Ekim 1907 tarihinde merkezi Manastır’da bulunan 3. Ordu Karargâhına atanmıştı…….”
Bu arada dondurmalarımız da bitmişti bu zihin yolculuğu esnasında. Dondurmacıdan çıkıp çarşıda ki yürümemize devam ettik. Zaten çarşının Doğu Kapısı’na da varmıştık. Ünlü Emevi Camiinin(Umayyad ) sol tarafında, Selahattin Eyyubi Türbesi ne varırsak da İlk Türk Hava şehitlerinin(Fethi Bey, mezarlarına da varmış olacaktık.

(*) Maruniler, Maruni Kilisesi’ne bağlı olan ve günümüzde Orta Doğu’da başta anayasal olarak cumhurbaşkanının Maruni olmasının zorunlu olduğu Lübnan olmak üzere Suriye, Kıbrıs ve Filistin-İsrail topraklarında yaşayan dinî topluluktur.
BAKDASH MUHALLEBİCİSİ (Bal ve Şam Fıstıklı Dondurma)

MALZEMELER

1 paket vanilya
450 ml süt
3/4 su bardağı bal
3 yumurta
1 çorba kaşığı mısır unu
1/2 su bardağı fıstık içi
1,5 su bardağı krema

YAPILIŞI

Süt ve balı küçük bir tencereye alın. Vanilyayı ve mısır ununu ekleyin. Sürekli karıştırarak topaksız kıvama getirin. Ardından çırpılmış yumurta sarılarını karıştırın. Karışımı koyulaşana kadar karıştırarak pişirin. Tuz ve dövülmüş fıstıkları ilave ettikten sonra tencerenin kapağını kapatın ve soğumaya bırakın. Soğuyan karışımı bir dondurma kabına koyun ve üstten iki santimi katılaşana kadar dondurun. Yarı donmuş dondurmayı tekrar bir kaba alın, yumuşayana kadar karıştırın. Yumurta aklarını kar haline gelene dek çırpın. İkisini de vanilyalı karışımın içine karıştırın. Tekrar buzdolabına koyup, dondurun. Kıyılmış kuru kayısılarla birlikte servis yapın.

 

 

Leave A Reply

Your email address will not be published.