KARA ELMAS ÖLÜYORMU

0

Zeytin, bir orman ürünüdür, her orman bölgesinde de yetişmez. Akdeniz ikliminin olduğu bölgelerde yetişir.

İznik, iklim bakımından Akdeniz ikliminin hakim olduğu bir coğrafi alan içindedir. Diğer ilçeler Orhangazi, Gemlik, Mudanya, Erdek, Edincik, Marmara Adası, Mürefte de Akdeniz ikliminin hakim olduğu yörelerdir. Bu bölgelerde de Marmara Birlik kooperatifleri oluşmuştur. Bu 8 kooperatifin oluşturduğu birlik Marmara Birlik Zeytin Tarım Satış Kooperatifidir. Yanılmıyorsam Dünya da ortağı en çok olan çiftçi kuruluşudur. Yani bu en çok olan ilkesi kooperatif, ürün hacimleri ve yöre itibariyledir.

Mesela Çukobirlik çok daha geniş alanda 110’dan fazla kooperatifi olan ve 60 bin civarında üyesi olan bir kuruluştur ama kriterleri uyguladığınızda Marmara Birlik üye oranı daha fazla olan birlik sıralamasında ilk sıradadır. Bunun gibi mesela Fisko Birlik, Tariş gibi birliklerde üye sayısı ve alanları çok çok geniş üretici birlikleridir. Orantı hesapları yapılınca Marmarabirlik ilk sırayı alır.

Ülkemizin Akdeniz, Ege, Marmara Bölgeleri ve Gap bölgesi zeytin üretimi yapmaktadır. Tariş’e bağlı Zeytin ve Zeytinyağı Birliği üretimce de fazladır, kapasite olarak daha büyüktür ama Marmarabirlik’in ürettiği sofralık zeytin onlarda yoktur. Bizim bölgenin zeytinin adı da piyasada sofralık Gemlik tipi diye geçer. Bu ürünün eski ve asıl adı Trilye zeytinidir. Trilye Mudanya’nın batısında zeytinci ve balıkçı ve dahi turizme oldukça gelişmiş bir beldedir. Sanırım bu isimde eski Yunan/Grek’ten gelmedir.

Bu sene hava şartları başta olmak üzere bölgemizde zeytin sezonu erken başlamıştır. Bununda etkeni, ürünün olmadan da dökülmesi olayıdır. Hemen hemen her yerde, herkesin zeytinlerinde erken olmaya başlamanın yanında çok dökülme olayı yaşanmıştır.

Sap kurdu hastalığı dökülme nedeni gösterilmektedir.

Ancak, tahminimize göre önümüzdeki yıllarda bu zeytinin dökülmesi olayı daha artacaktır. Üretici ürünü elde etmek için çok fazla ilaçlama yapmasına rağmen dökülme olayını önlemek mümkün olmamıştır. Her üretici de var olan kanaati söyliyelim: İlaçlar fayda etmemektedir. Evet, bu görüş doğrudur.

Bundan sonra da ilaçların fayda etmeyeceğini, aksine ilaç olayı ile haşere, kurt, zararlı adı ne olursa olsun bir taraftan yok edilmekte, öte taraftan ise bağışıklık yaratılarak ilaçlar etkisiz hale gelmektedir. Ve etkisizleşme önümüzdeki yıllarda daha da artacaktır. Zira ilaçlama yolu ile adeta zararlıya aşı yapar gibi bağışıklık kazandırılmaktadır.

Netice de ilaçlama çözüm getirmeyecektir. Çare nedir?

Çare, ilaç değildir.

Çare, doğal yoldur. Yani tabiatın yada var oluşun kuralı zararlıyı yok etmenin yolu böcektir. Tabiat bunu yapıyor. Zararlı haşereleri, bir başka böcekle yok etmek mümkün olmaktadır. Bunun yöntemleri böcek üretme yolları, ağaca konulacak üç-beş böcek ile oluşan tüm haşereleri yok etmek mümkündür.

Kısacası tabiatın varoluş mücadelesini aynen yansıtmaktır. İlaç fabrikaları yerine haşere yiyen böcek üretimleri ile her türlü zararlı yok edilmektedir. 12 Eylül öncesi tarım bakanı Rahmetli Cemal ağabey ile bu sistem üzerinde çok ön çalışmalar yaptık. Ama ihtilal geldi hepimizi aldı götürdü, gelenlerde bir daha bu konuya eğilmediler, eğilmezler de.

Sonuçta bu gidişle Kara Elmas, kara elmas olmaktan çıkar, işte biter.

Hoşça kalın

Leave A Reply

Your email address will not be published.