CEREN HOCAOĞLU’NDAN “SEN SEVME”

0

Bazı şarkılar vardır, dinlediğinizde zaman durur. Sanki o an dünyada sadece siz ve o ses kalır. Ceren Hocaoğlu’nun yeni teklisi “Sen Sevme” tam da böyle bir an yaratıyor dinleyicisine. Kalbin en kırılgan yerinden konuşuyor, ama öyle bir dinginlikle söylüyor ki; acının içindeki olgunluğu fark ediyorsunuz.
21 Kasım’da tüm dijital platformlarda yayımlanacak olan “Sen Sevme”, sadece bir aşk hikayesinin sonu değil, aynı zamanda bir kadının yeniden kendini bulma serüveni. Sözleri ve müziği Ceren Hocaoğlu’na ait olan bu şarkı, manipülasyon ve kalp kırıklığıyla biten bir ilişkinin ardından doğmuş. Ancak Ceren’in kaleminde bu hikâye, bir yara değil; bir aydınlanmaya dönüşüyor.

“Ben affetmedim seni, sen hiç bilmedin tabi…” diyor şarkının ilk dizelerinde. Sesi sakin ama kelimeler derin. O cümlede yılların birikmiş duygusu, söylenmeyenlerin ağırlığı, ama aynı zamanda içsel bir huzur var.

Ceren Hocaoğlu, “Sen Sevme” ile affetmemeyi değil, kendini seçmeyi anlatıyor. Bu şarkı bir vedadan çok bir fark ediş, bir yeniden doğuş hikayesi. Aşkın yorduğu bir kalbin, kendi ritmini yeniden bulmasının hikayesi…
Müziğin dokusu ise duygular kadar zarif. Soft rock ve alternatif pop çizgisinde ilerleyen parça, Hocaoğlu’nun vokalinde hayat bulurken, her enstrüman adeta şarkının ruhuna dokunuyor.

Ceren bu şarkıyı yaratırken yalnız değildi; etrafında, müziğe yüreğini koyan çok özel isimler vardı. Düzenlemede Cenk Çelik’in incelikli dokunuşu, mix & mastering sürecinde Gökhan Erken’in berrak tınıları, gitarların duygusal anlatımında Selahattin Güzelel’in emeği… Kemal Büyük’ün bas gitarıyla sağladığı güçlü temel, Özdemir Güz’ün uduyla kattığı nostaljik sıcaklık ve Erim Nar’ın kemanlarla ördüğü dramatik zarafet…

Hepsi bir araya gelerek “Sen Sevme”nin kalbini birlikte attırmış. Her biri, bu şarkının ruhunu şekillendiren kendine özgü bir duyguyu getirmiş.
Ceren, bu süreç için şöyle diyor:
“Her notayı içten, her sesi canlı kılan bu yetenekli sanatçılarla çalışmak benim için büyük bir onurdu. Birlikte ‘Sen Sevme’yi kalpten ve dürüstçe hayata geçirdik.”
Bu cümledeki “dürüstçe” kelimesi, aslında şarkının da özeti. Çünkü “Sen Sevme” tamamen dürüst bir şarkı. Ne gizli bir mesaj var ne de süslenmiş duygular. Gerçek, olduğu gibi. Duygular çıplak, kelimeler samimi.

Ceren Hocaoğlu’nun vokalindeki kırılganlık, dinleyiciyi sarıp sarmalayan bir içtenlikle birleşiyor. Onun sesi öfke değil, olgunluk taşıyor. Yorgun ama kararlı, kırılmış ama dimdik.
“Dönme, bir daha asla dönme!
Son cümlenle kapattığın o sahneyi görme…”
Bu satırlar bir aşkın değil, bir sahnenin kapanışı gibi. Işıklar sönüyor, perde iniyor ama sahnede bir kadın kalıyor: Ceren Hocaoğlu. Elinde mikrofonu, yüzünde bir tebessümle…
Belki biraz kırılmış, ama kendini yeniden bulmuş bir kadın.
Türk müzik sahnesinde son yıllarda çok az sanatçı, duygularını bu kadar çıplak bir şekilde anlatabiliyor. Ceren Hocaoğlu, müzikte sadeliğin gücünü hatırlatıyor bize. Şatafatsız, abartısız, tam kalbin ortasından…

O, her yeni şarkısında kendi hikayesini anlatırken aslında bizi de kendi hikayemizle yüzleştiriyor.
“Sen Sevme”, sadece bir şarkı değil; kalbiyle konuşmayı öğrenen herkesin ortak sesi.
Bize, aşkın bazen bir sessizlikle bittiğini ama o sessizliğin içinde bile bir umut barındığını hatırlatıyor.
Ve belki de en önemlisi, Ceren Hocaoğlu bu şarkıyla hepimize aynı şeyi fısıldıyor:
“Affetmek zorunda değilsin. Bazen en büyük cesaret, artık geri dönmemektir.”
21 Kasım’da tüm dijital platformlarda dinleyiciyle buluşacak olan “Sen Sevme”, bir şarkıdan çok daha fazlası.

Bu, kalbini susturmak yerine dinlemeyi seçen bir kadının hikayesi.
Ve o kadın Ceren Hocaoğlu her kelimesiyle yeniden doğuyor.

 

Leave A Reply

Your email address will not be published.