Müzik dünyasında bazı albümler vardır, yayımlanma tarihinden aylar önce bile kulaktan kulağa dolaşır. Şarkıların henüz tam versiyonlarını dinlemeden bile sosyal medyada heyecan başlar, her küçük ipucu büyük bir olay olur. İşte Ava Max’in yeni albümü “Don’t Click Play”, tam da böyle bir beklentinin meyvesi oldu.
Daha duyuru yapılmadan önce Ava Max’in internet sitesine gizemli bir sayaç kondu. “Tıklama, oynatma, bekle” mesajlarıyla dolu bu kampanya, hayranları adeta sabırsızlıktan çatlatacak bir etki yarattı. Kimileri şarkıların isimlerini tahmin etmeye çalıştı, kimileri snippet’leri defalarca dinleyip şarkıları kafasında tamamladı. Sonuç? Albüm yayınlandığı gün, herkesin parmağı aynı butonda: play.
“Don’t Click Play” sadece bir dans albümü değil, Ava Max’in bugüne kadar yaşadığı tüm kariyer yolculuğunun bir yansıması gibi. 2018’de “Sweet but Psycho” ile başlayan hızlı çıkış, “Heaven & Hell” ve “Diamonds & Dancefloors” ile perçinlenmişti. Ama bu yeni albüm bambaşka: burada hem kendini anlatıyor, hem de dinleyicisini hikâyeye ortak ediyor.
Açılış şarkısı “Lost Your Faith”, sanki uzun bir yolculuğun ardından yeni bir kapının aralandığını hissettiriyor. “Lovin Myself” dinlerken bir köşeye yaslanıp “evet, ben de bunu hak ediyorum” diyorsunuz. Albümün en ironik ve dikkat çeken şarkısı “Don’t Click Play” ise adeta pop kültürünün aynası; internet çağında yasakların nasıl cazip hâle geldiğini eğlenceli bir dille anlatıyor.
Ve tabii ki yaz ruhunu en iyi yansıtan parça: “Wet, Hot American Dream”. 80’lerden gelen synth dalgalarıyla, bir anda kendinizi yaz gecelerinin sokaklarında buluyorsunuz. Bir şarkıdan fazlası, adeta bir film sahnesi gibi.
Albümün prodüksiyon kadrosu da yıldızlarla dolu. Ammo’dan Leroy Clampitt’e, Frequency’den David Stewart’a kadar pop endüstrisinin en güvenilir isimleri bu masada buluşmuş. Bu da şarkıların neden bu kadar cilalı ve radyo dostu olduğunu açıklıyor. Kısacası “Don’t Click Play”, stüdyo işçiliği açısından da parlıyor.
Albümle birlikte duyurulan “Don’t Click Play Tour”, hayranların sabırsızlıkla beklediği bir başka gelişmeydi. Los Angeles’ta başlayıp Avrupa’da noktalanacak konser serisi, Ava Max’in yeni dönemini sahnede taçlandıracaktı. Ancak turnenin ertelenmesi biraz hayal kırıklığı yarattı. Yine de Ava Max’in “daha iyisini sunmak istiyoruz” açıklaması, hayranların sabrını haklı kılıyor. Çünkü bu albümün sahnede görsel-işitsel bir şölene dönüşmesi kaçınılmaz.
Albüm sadece 35 dakika. Kimi için kısa gelebilir ama Ava Max burada tek bir dakikayı bile boşa harcamamış. Tüm şarkılar dolu dolu, her biri ayrı bir enerjiyle geliyor. Albüm, tıpkı adı gibi, dinleyiciyi “tıklamaktan alıkoyamayan” bir yapıya sahip.
Şunu rahatlıkla söyleyebilirim: “Don’t Click Play” bu yılın en çok konuşulan pop albümlerinden biri olacak. Çünkü Ava Max sadece şarkılar söylemiyor; aynı zamanda bizi oyununa davet ediyor, ironilerle, göndermelerle, danslarla örülü bir hikâye anlatıyor.
Ve evet, başlık ne kadar “tıklama” dese de… biz tıkladık. İyi ki de tıkladık. Çünkü bu albüm, 2025’in pop sahnesine damgasını vuracak bir enerjiyle geldi.