SAĞLIKTA İZNİK- 60 YIL

0

Zaman zaman İznik’in geçmişinden bugüne gelişimini yada akışını bildiğimiz kadarı ile bu köşede anlatmaya çalışıyoruz. Bu şekilde o sektörde İznik nereden nereye gelmiş bunu hayatın akışı içinde değerlendirmekte yarar görüyorum. Çünkü,Türkiye’de geçmişi kronolojik şekilde ortaya koymak pek olmamış.

Bu hafta aklıma İznik’in sağlık meselesini şöyle bir geriye dönüp bu günlere nasıl gelindi, yada kimler geldi, kimler geçti misali hatırlayabildiklerimizi kaleme alalım ki ileride ilçemiz tarihi araştırmalarına yardımcı olalım istiyoruz.

1940’lı yıllarda belkide ilk hükümet tabibi Mustafa efendi varmış. 1942 de rahmetli ağabeyim hastalanmış, babam üç-beş gün sonra Mustafa efendiyi getirmiş, doktor müdahele etmiş ama babama “geç haber verdiniz” demiş, kurtarılamamış ağabeyim. Ben 2 sene sonra doğunca onun adı bana verilmiş.

1950’lili yıllarda hükümet tabibi olarak Dr. İbrahim Sevindik’i hatırlıyorum. Kızı bizim sınıfta idi. İlkokul 1956 son sınıftık Kılıçaslan ilkokulunda yine o yıllarda Dr. Necmettin Özgen vardı. Necmi bey derlerdi, iyi bir doktordu. Tabii o yıllarda doktorlar at üzerinde köylere hastasına giderdi. Sonra cip ile daha sonrada taksilerle, 1958’lerde filan.

Bildiğim ilk eczane İznik eczanesi idi. Eczacısı yani sahibide eczacı Ali Candemir idi. Büyük kızı İznik Orta Okulunun ilk sınıfından Gökdere abla idi, rahmetli oldu 3 yıl önce. Onun küçüğü Adile bizden sonraki sınıflarda idi. Eczacı Ali Candemir zarif bir insandı. 1960’lı yıllarda İstanbul Fatih’te eczane açtı, sık sık ziyaret ederdim.

Ali amcanın kalfası Erol Erol’du. Eczaneyi satın aldı ve eczacı emekli albay Karaduman’ın ruhsatı ile yıllarca Erol(rahmetli petrol ofisi sahibi İbrahim Şekercioğlu’nun kardeşi idi) eczaneyi çalıştırdı. Sonra İsmail Yücel ve ardından eczaneler çoğaldı.

1960’lı yıllarda Hükümet doktorları geldiler, gittiler, hepsini hatırlıyamıyorum. Dr. Hayri Erdur, Dr.Burhan Akipek mesleklerinde iz bırakanlardır. Daha sonra her ikiside uzman oldular. Dr. Hayri benim Bursa Erkek Lisesi dönemimdendi, iyi doktor ve iyi dosttu. Hepsi rahmetli oldular, ruhları şad olsun.

1970’li yıllarda sağlık hizmetleri daha da genişledi, daha sonrada sağlık ocakları, Ana-çocuk merkezleri, Aile hekimliği gibi nüfusa parelel olarak ilçelerde hekim sayısı çoğaldı.

İznik hastane istiyordu. Bursa’ya uzak olduğu için pekçok hastamızı yollarda kaybettik. 1960’lı yıllarda dernek kuruldu, halkın katılımı ve imkanları ile şimdiki göl kenarında olan Endüstri Meslek Lisesi’nin göl tarafındaki binası Hastane olarak yapıldı. Bu bina yığma yapı olup herşeyini vatandaş yaptı. Devletin hiçbir katkısı olmadı. Fakat sağlık bakanlığı bina yığma yapı olduğu ve bakanlık hastane planlarına uymadığı için burayı hastane yapmadı. Yıllar süren sürtüşmeden sonra burayı sanat okulu olarak Milli Eğitime devrettik. Halende meslek okulu olarak hizmet veriyor, sonra arka kısma atölye binaları yapıldı.

1970’li yıllarda bu kez bakanlıktan plan alınarak İstanbul kapıdaki sağlık ocağı -o zaman Ana-çocuk sağlığı merkezi idi- yapıldı. Hatta yanına 1980 de 17 yataklı bir acil hizmet verecek hastane projeleri geliştirdik. Bu işin içinde bizzat ben vardım. Ne yazık ki 12 Eylül 1980 İhtilali buna da mani oldu.

Geldik, 1988’lere. Hastane meselesi artık çok çok zorunlu idi. Sağlık Derneği olarak ilk adımlar atıldı, 1989’un Eylülünde de eski hastane inşaatı başladı. Orta boy hastane modeli ile 100 yataklı hastanenin yapımı 8 sene sürdü. Değişik planı ile yapımı o zaman için masraflı oldu. Genel bütçe dışı ödeneklerle kısım kısım ihaleler yapılarak yapımı uzun zaman aldı. Eski hastane aslında eski değil ama yenisi olduğu için öyle diyelim aslında çok sağlamdır. 99 depremini yaşamıştır hiçbir sorun yaratmamıştır. Ama çatlak var hikayesine yeni hastane yapılmıştır.

Şu bir gerçektir ki her yapılan bir aşamadır. Bunu böyle kabul etmemiz gerekir.

Daha sonra bilindiği üzere bu hastane yani Karayollarının karşısındaki hastane yapılmıştır, noksanlarına rağmen hizmete açılmıştır.

Bu haftaki yazımızı yeni hastane de yazdım. Pekçok yerini gezdim, gördüm. Geniş koridorları, büyük odaları, aydınlatması, yataklı kısımlardaki odaların ihtişamı beş yıldızlı oteli çağrıştırıyor.

Ancak, konumu, çevre durumu, henüz tamamlanmayan bölümleri, yol-trafik-giriş-çıkış ulaşım sıkıntıları ciddi sorunlar olarak görülüyor. Bir diğer yönü ise kullanımı çok çok maliyetli bir yapı olmuş. Yapı kullanımı sıkıntıları çekilecek.

Tabii en önemlisi hekim ve hastane için teknik malzeme ihtiyaçları mutlaka giderilmeli. Eskiye göre yatak sayısı az ama başta Acil servis olmak üzere yerleşim genişliği var.

Eskisi ne olacak deniyor. Hep söylemişimdir. İznik’e tarım yetmez. İznik Sağlık-Eğitim-Turizm yani SET. Bu sektörler İznik’i kalkındırır, büyütür. İlk adım olarak eski hastaneyi Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne bağlayın, o da Araştırma Hastanesi olsun. Bursa’da hastaneler yetmiyor. İznik böylece sağlıkta öncü olsun. İznik’e her türlü sağlık hizmeti gelmiş olsun.

Neticede İznik kazansın.

Hoşça kalın.

Leave A Reply

Your email address will not be published.