ODERNİTE, POST MODERNİZM VE BAUMAN

0

Herkes için mümkün mü acaba bilmiyorum. Ama çok sözü edilen ve çok kullanılan bir söz vardır. “Arif olan anlar.” Ben insanların, insanımızın arif bir yanının olduğuna kesinlikle inanıyorum. Olup bitenler, dünyanın durumu, insanlık ne halde, biriyle oturup konuşun size akla yakın bir takım şeyler söyleyeceklerdir.

Kimi insanlar vardır ki bunlar bu tür konuları daha enine boyuna, derinlemesine anlamaya ve ya kitapları yoluyla, ya yazılı ve görsel basın yolu ile bunları anlatmaya özen gösterirler.

Öteki insanların da bu hususları daha iyi ve yeteri ölçüde kavramalarına yardımcı olmak isterler.

O kadar kafa yormak, fikir sancısı çekmek boş yere değil herhalde. Geçenlerde ölen Bauma’da bunlardan biri. İbn-i Mübarek: “Alim okumaya devam ettiği müddetçe alimdir. Ne zaman Alim olduğunu zanneder ve ilmini artırmaktan vazgeçer işte o zaman cahil olur” der.

Bauman kendi görüşünü ifade etmek için “Kim olduğumu bana kim söyleyebilir? Kral Lear’ın bir cümlesidir bu. Ve devam eder: “Lear kadar trajik ve acılı şekilde olmasa da kim ya da ne olduğumu söylemek bana kalmış bir şey değildir.”

Geçen haftalarda ölen büyük düşünür Bauman üstüne dikkatle izledim, bir hayli yazı vardı.

Umarım insanlar epey yararlanmak imkanı bulmuşlardır. İnşallah buda onları onun kitaplarını okumaya doğru iter.

“Akışkan Modern Dünyadan 44 Mektup”, “Sosyolojik Düşünmek” le başlayın bir bakalım.

Kaba gerçekleriyle insanı boğan, hayatı anlamsızlaştıran her türlü etkinin bertaraf edilmesi, hayatın hala yaşanmaya değer olduğunu bize hatırlatan bir işlevi olması gerekir kültürün. Kültürün insanı yaşadıkları ile hesaplaşması, yüzeyleşen hayatına derinlikler katması ve daha yaşanabilir bir dünyanın inşa edilebileceğine dair zihin açıcı etkiler sağlaması beklenir.

Bauman “Yeni Dünya” ya kadim ahlaki sorumluluğu mayalamaya itinayla devam etti.

Her ne gördü ise teker teker, olabildiğince sade bir dille anlatmaya çalıştı. “Akışkan” adını verdiği modernliğin bu son evresinden pek hoşnut değildi.

Aralarında sahici bir yakınlık bulunmayan günümüz insanı, kablolu ve kablosuz bir akışkanlık içinde bağlar kurup bir süre sonra boğar kalıyor.

Özgürlük ihtiyacını eş zamanlı olarak gidermeye çalışıyor. Modern gündelik hayatın içinde başvurduğu yollar bu iki özlemin yenilgilerini gizlemeye yarıryor.

Tecrübesini ve insan ilişkisinden beklentisini “Bağlantıda olma “,”Hayatta kalma” sözleri ile açıklıyor.

Kendine bir ağ oluşturmaya” Ağ üzerinde sörf yapmaya çalışıyor”. Bağlantı dediği de sanal ilişki. Sadece bazı noktalardan, dünya görüşü, yaşama tarzı gibi açılardan kendine benzeyenlerle “Benzerlik Cemaatlerine” katılma şansı var, günümüz insanın. Ama artık onlar bile yerlerini, olaylar idoller, panikler yada modalar etrafında oluştuğu var sayılan “Durum Cemaatlerine” bırakıyorlar. Herkesin her şeyden haberdar olduğu ama hiç bir şey hakkında fikri olmadığı bir dünya.

Böyle bir görünüm sergileyen insan tipinin temel aktör olması ile açıklıyor günümüzdeki “Danışma Patlaması” nı Bauman. Günümüz insanının görevleri fazlası ile karışık ve yoğun. Tek başına altından kalkamayacağı, tahlil edemeyeceği kadar güç. Bu yüzden her fırsatta soluğu danışma verdiğini söyleyen uzmanların yanında alıyor.

Yada gerçeklikten kaçıp başka yollar arıyor. Anti depresanlara başvuruyor, alkol, uyuşturucu ve başka tatmin yolları ile unutma gibi yöntemleri seçmek zorunda kalabiliyor. Bu da perişanlık çehresi ile kendini gösterebiliyor.

Uzmanlardan “İhtiyaç duyduklarında ellerinin altında bulabilecekleri ” ilişkilerle yetinmeyi, “Uzun vadeli tahaddütün tuzak” olduğunu öğreniyor.

Kullan-at türü ürünleri teşvik eden, hızlı çözümlere, anlık tatminlere, riskten kaçınmaya ve garantiye dayanan bizimki gibi bir tüketim toplumlarında aşka yer bulmak imkansız.

Günümüzde her şey kısa ömürlü, gelip geçici dileklere göre ayarlanıyor. Mesela alışveriş merkezleri dileklerin kısa süreli uyanma ve sönme hızlarını, dikkate alarak tasarlanıyor.

Modernliğin Sosyolojisi isimli kitabında Wagner, modernlik projesinin temel iki var sayıma yaslandığını belirtir.

1-Toplumsal dünyanın kavrana bilir olduğu.

2- Şekillendirilebilir olduğu yönündedir.

Modern düşüncenin dünyanın değiştirebileceği fikriyle birlikte doğduğunu ileri süren Bauman, 1)Toplumsal, 2) Değişik anlamda modernlik ayrımına gider. Ona göre toplumsal anlamda modernlik, umut ve suçlulukla ilgilidir.

Bauman’a göre pisişik anlamda modernlik ise kimlikle, henüz burada olmayan bir ödev, bir misyon ve bir sorumluluk olan varlık gerçeği ile ilgilidir.

Modern anlayış doğruluk, adalet ve akıl için tatbik edilebilir standartlar belirlerken, göreceliği, belirsizliği ve muallaklığı bastırmaya çalışmıştır.

Farklılık post modern düşüncede güzel bir şey olarak değerlendirilmektedir.

Bauman müphenliği, düzensizlik, kaos anlamında kullanılır.

Biz bunları “Kaos” teorisi ile açıklamaya çalışacağız. Bakalım ne derece gerçekçi olacak.

Leave A Reply

Your email address will not be published.