NEREDEN NEREYE

0

21 Mart Nevruz günü. Türk Dünyasının bahar başlangıcı saydığı kutlama günü. Nevruz bazı lehçelerde Nevroz olarak ta geçiyor.

Türkiye’de taa Orta Asya’dan gelen bu gelenek son yıllarda ortaya çıkmaya başladı. İşin tuhaf yanı Türk olmayı, Türkiye’yi kabul etmeyen bölücü PKK başta olmak üzere Türkiye üzerimde oyun oynayanlar bu kez bu kutlamalara sahip çıkmaya başladılar. Hemen hemen her yıl Nevruz bir kaos, bir kavga, bir başkaldırı olayları şeklinde ortaya çıktı. Yasal olmayan toplanmalar, eylemler, yakmalar, yıkmalar sanki hayat bu kutlama günleri için felaket günleri oldu.

Bu senede 21 Mart ise daha bir başka şekilde kendisini gösterdi. İmralı-kandil-iktidar arasındaki önceleri gizli (Oslo görüşmeleri gibi) olan görüşme trafiği. Dolmabahçe toplantıları ile artık aleni hale geldi. Görüşme konuları dahi kaleme alınmışki İmralı canavarının Diyarbakır’da okunan mektubu ile “40 yıllık mücadele de eşit” aşamasına gelindiği belirtiliyor ve özellikle de PKK’nın genel kurul yapması öneriliyor.

Öte yandan başkanlığı döneminde icraatları ile Türkiye’yi bu noktalara getiren sayın Erdoğan “PKK’nın izleme komitesi” nde haberi olmadığını söylüyor. Hükümet sözcüsü Arınç’ta “sayın Erdoğan’ın haberi olmaz olur mu ?” diye şaşırmış, soruyor ve tabii ki “sayın Cumhurbaşkanımızın haberi olmaması mümkün değildir” diyor.

Öte yandan başbakan Davutoğlu muhalefete sesleniyor; “çözüm sürecini iç politikaya karıştırmayın” diyor. Akil adamlardan medet bekleniyor, Cumhurbaşkanı “bu iş içinde MİT olacak” diyor.

21 Mart Nevruz günü Diyarbakır meydanında binlerce insana Öcalan’ın mektubu okunuyor. Meydan PKK ve Kürt bayrakları ile donatılmış, ama bir tane bile Türk bayrağı yok.

Aynı gün MHP büyük kongresini yapıyor. Bahçeli, İmralı-kandil-iktidar üçgenine veryansın ederken “AKP ile PKK kardeş olmuşlar” “Türkiye kardeş kavgasına sürükleniyor” diyor.

Kısacası geçtiğimiz hafta sonu Türkiye’de taşlar yerinden oynamış görünüyor. Pazar günü yapılanlar zaten meselenin bayram olmayıp, bayramın bahane edildiğini gösteriyor.

Cumhurbaşkanı bu günlerde Denizli’de, şurda burda meydan konuşmaları yapıyor.400 milletvekili istiyor. Sahi Cumhurbaşkanının partisi ile ilgisinin yani bağının olmaması gerekiyor. Anayasa böyle diyor v birde “tarafsızlık” üzerine yemin ediyor. O zaman bu 400 milletvekilini neden istiyor. Hani koyun can can derdinde kasap et derdinde misali.

İşin tuhafı “izleme komitesi” çatlağı.

Cumhurbaşkanın ile hükümet arasında ciddi bir görüş farkı doğdu. Arınç, sorumluluk hükümetindir dese de ortada yanlış içinde yanlışlar birbirini kovalıyor.

Şöyle geriye bir bakınız, her gün yeni bir gündem, yeni yeni ortaya atılan senaryolar. Hani çamır at izi kalsın , yahut yağmasa da gürlüyor diye klasik sözler vardır, hah şimdiki durum böyle. Ortaya bir şey atılıyor, birkaç gün gündemde kalıyor, ondan sonrası, ne oldu belli değil.

Basın medyada bu anlayış içinde çalışıyor. Tiraj için, reyting için ortaya yeni yeni bomba haber diyor göz boyayıcı haberler çıkarıyorlar. Tabii kamuoyu bu haberler ile meşgul olurken atı alan üsküdarı geçiyor.

80’lerde başlayan silahlı kürt sorunu (PKK eylemleri) Barzani’ler, Talabani’ler, Öcalan’lar derken son on yılı aşkın dönemde daha da artarak yada artırılarak bu noktalara geldi. 15 sene önce 30 bin kişinin katili, bebek canisi dediğimiz Abdullah Öcalan şimdi Türkiye’de mesajlar veriyor, Nevruz kutlamalarında mektupları (talimatları) okunuyor.

Ne yazık ki işi buralara getirenler “ Türkiye’de kürt sorunu yok” diyebiliyor.

Adama sorarlar, siz bu güne kadar nereyi idare ettiniz. Hiç sorun yaşamadınız mı? Diye.

Herhalde Patagonya’yı iadre etmişler.

Leave A Reply

Your email address will not be published.