NEREDEN GİDECEĞİZ

0

Kumbaşı-Hastane/Eski hastane diyelim anlaşılsın/ şehir içi yolcu taşıyan minibüsler bizim sokaktan geçerler.

Pazartesi şabahı bu minibüslerden birine bindim. Zaten yolcusu az, çoğu kez boş gidip geliyor, ama hat minibüsleri boşta olsa sefer yapmak zorundalar. Gölde aylar önce açılan ve tarlaya dönen sözüm ona yoldan geliyoruz, İnciraltına varmadan araç vakıf Çini tarafına saptı, oradan kale içine, oradan Selçuk okulunun batısından Kılıçaslan Caddesine çıkabildi. Tabii bu güzergahta hiç yolcu yok. Göl tarafındaki asıl güzergah ise yol kazılmış, araçlar zor geçiyormuş. Kılıçaslan caddesinde PTT hizasında karşı yönden gelen minibüs şoförü işaret etti, sordu bizimkine? -Nereden gideceğiz?

Şimdi biz bu şehir içi minibüslere “Hat minibüsü” deriz bu minibüsler gidecekleri yol güzergahını adım adım bilirler, hat’ta nerede yolcu olur onu bile bilirler. Ama gelin görünki “-Nereden gideceğiz?” diye soruyor.

Demek, yol yapımları onları öyle bezdirmişti, ikide bir yol güzergahı değişiyor, yollar kapanıyor, yolcular da minibüslerin nereden gideceğini bilemiyor. Velhasıl, herşey darma dağın.

Yine göl kenarında aylardır süren bu yolların yapımı nedeni ile ilgili olarak göl sahilindeki işyerlerinin, esnafın işyerlerine girip çıkmak bir dert oldu, tozu çamuru zaten ayrı bir dert. Bu yerlerde ister istemez müşteri azalması, hatta müşteri yokluğu ileri safhaya geldi. Peki ne olacak bu esnafın hali? Bunlar aylardır zarar ediyor, kim ödeyecek bu zararları?

Şimdi bu sıkıntıları giderecek makam bulamıyorsun, kişi bulamıyorsun. İznik belediyesine sorsan, “Böyük şehir”diyor. Büyük şehirde kime soracaksın?

4-5 senedir şu sahil yolu bitmeyen bir sorun oldu? Birşeyler yapılıyor aradan biraz zaman geçiyor, hadii gene bozuluyor, ne oldu alt yapı meselesi deniyor. Alt yapı oluyor, bir süre sonra yeni yol yapımı, önce yapılanlar kazılıyor, kırdırılıyor, sonra yerine beton dökülüyor, yol da adım adım, yada gıdım gıdım. Orası yaya yolu, burası bisiklet yolu, şurası park bölgesi, ötesi bilmem ne alanı, eh işte ortakısımlarda gidiş-geliş olacak şekilde araç yolu bırakılıyor, haydi bakalım, bir süre sonra onlarda bir başka düzene konuyor. Müteahit geliyor, göl kenarına bir şantiye kuruyor, bira z birşeyler yapıyor, ondan sonra sırra kadem basıyor, işler duruyor yahu ne oldu, yine duraksadı bu yol işi diye eş-dost konuşuyoruz, bir öğreniyoruz mütehahhit değişmiş. Hadi bakalım yeni müteahhit işe bir dalıyor, bizlerde gelip geçerken bakıyoruz: 0ooo.. yeni müteahhit işe hızlı girdi, galiba çabuk bitirecek diyoruz.

Bir süre sonra bir bakıyoruz, yeni müteahhit de mehteran bölüğü gibi iki ileri bir geri.

Gönlümden ne geçiyor biliyormusunuz? Bu sahil bandına girildi, yol ile uğraşılıyor. İyi kötü ne zaman isterlerse yapsınlar artık biz buna alıştık, Bari sahil düzenlemesi adı altında gölün kıyı kesimini, yani gölün kenarlarını, yani gölün kara ile birleştiği kesimlerle ve az çok göl sahili dediğimiz var olan ağaçlarla oluşan bölgeye dokunmasınlar. Hiç değilde orası doğal hali

ile kalsa sevineceğiz. Her kim yetkili ile veya yetkililer… ne olur gölün kenar çizgisinin doğal halini bari bozmayın.

Hiç değilse gölü kurtarmış oluruz.

Hoşca kalın

Leave A Reply

Your email address will not be published.