İZNİK NE ALEMDE

0

Geçtiğimiz hafta İznik çok hareketli bir haftayı geride bıraktı.

Geleneksel panayır bu sene bir kez daha yaşandı. Panayırın son günleri hafta sonuna denk gelince ilçe de haraket biraz daha farklı idi. Özellikle cumartesi günü sanki İznik’te heryer insan kaynıyordu. Panayırın sergiler bölümü, pazar yerleri lunapark, hatta köfteci Yusuf’ta iğne atsan yere düşmez hesabı, yollar ise araçlardan geçilemez durumda idi.

Yine hafta sonunu renklendiren bir olayda gölde kano yarışları oldu. Katılımın yüksek olduğu yarışların da epey heyecan verdiği kano yarışlarına ilginin daha çok olmasını beklerdik. Şunu özellikle belirtmekte fayda var. Biz İznikliler olarak gölü yeterince değerlendirmiyoruz. İznik gölü doğal yapısı itibariyle su sporları için adeta özenilerek yaratılmış bir göl ve hazinedir ki bir dönem yüzme dallarında rahmetli İzzet Peşte’nin gayretleri ile bölge çapında büyük başarılar elde etmiştik, bu başarıları yukarılara taşıyamadık. Yelken de kısmen yine bölge bazında başarılarımız oldu, ama bunları devam ettiremedik.

Bir tanıdığımın aracılılığı ile İzniksporda başkan olduğum dönemde (1974-75) Fenerbahçe kürek takımından başarılı bir sporcuyu ilçeye davet etmiştim, gölü, çevreyi gezdirdim. Sporçu genç hayran olmuştu.” Burası Moda koyundan daha gözel demişti” Ne yazıkki aradan kırk yıl geçti, gölü sportif anlamda bir türlü canlandıramadık. Zaten, İznik’liler yaz devresi göle gidiyorlar ama sadece eh işte göle laf olsun diye bakıyorlar, hepsi bu.

PANAYIR YlNE PARA YİYİP DURUYOR. Bu söz eskiden beri söylenir. Ulaşımın az olduğu yıllarda, şöyle 60 sene önceleri panayır gerçekten bir pazar olgusu içinde idi. Hatta 4 ekim günü yani panayır öncesi İznik’in meşhur yağlı güreşleri yapılırdı. Şimdiki şehirler arası otobüs terminalinin olduğu yere sığırmeydanı derler di. ilçe deki sığırlar oraya toplanır, oradanda çapraz yolu ile Yenişehirkapı’dan üyüçek çayırına otlamaya götürürdü çoban. Üyücek çayırı da stadyum, belediye evleri, hastane, okulların olduğu kısımlar, Adliye binası, toki evleri hep oralar geniş bir alan üyücek merası idi. 1992-93 lerde bu çayır mahkeme yolu ile İznik belediyesine devredildi. Bu İznik Belediyesi için büyük bir hizmet ve büyük bir kaynak aktarımı oldu.

Sığırmeydanı güreşleri gerçekten çok güzel olurdu. O yıllarda Adapazarından Atan kardeşler yağlı güreşte çok başarılı idiler, Yakın oluş İznik için ayrı bir değer kazandırıyordu.

Sonra yine Adapazarlı bir kör Sezai çıktı, Atan kardeşleri de hallaç pamuğu gibi yere serdi. Yani zevkli güreşler olurdu.

Panayırlar daha bir canlılık getirirdi çadır tiyatrosundan halkacılara, balık ekmeğinden sucuk ızgarasına panayır buram buram et kokardı? suçuk kokardı, Konfeksiyondan çok mani fatura ön planda idi. Aklınıza gelen herşey panayırda satılırdı.

Zaten insanlarımız eskiden iki pazarı önemli idi, biri yaz içinde arpa-buğday toplanıp anbara girince ona harman pazarı denirdi, diğeri de panayır.

Şimdi bunların aslında hiç önemi kalmadı. Hatta hep yazdık, söyledik Panayır çağın gerisinde kalmış bir pazarlama olayıdır, iletişim, ulaşim imkanları artmış, isteyen istediği yerde istediği kalite aradığı malı bulabilmektedir. Panayır ise bu imkanları verememektedir. Üstelik kaliteden uzak ve hatta tapon mallar bile panayırın satış tezgahlarını doldurmuş durumdadır.

Sadece bir hareket ve sadece bir insan kalabalığı, bu arada mahalle arasında her türlü riski taşıyan 4-5 gün İznik için hiçte hoş bir durum değildir. İznik belediyesi yer kiralama geliri ile güçlenmekte ise de zararları daha çok olan bu olgunun artık ne zaman sona ereceği de belli değildir.

Günümüz dünyası artık modern pazarlamalar ile ticareti yapmakta, büyük fuaarlarla yeni arayışlarını sürdürürken İznik’in ilkel yada riskleri olan bir orta oyununu otnamasında zamanı geçmiştir.

Dileriz insanımızdaki bu anlayış değişimi kendisini gösterir ve panayır yerine farklı açılımlarla modern çağa uyum sağlarız.

Leave A Reply

Your email address will not be published.