İHANETİN İTİRAFI

0

Son zamanlarda Gazeteci Baransu tutuklandı.

Bunlar Ahmet Altan’lar ve ekibi üç-beş kişi gazeteci ayağında devrin başbakanından talimatlar alarak hazırladıkları senaryolar yüzlerce kişinin yıllarca mahkeme kapılarında, hapishanelerde haksız yere yatmalarına vesile olanlarmış.

Kim söylüyor bunu bizzat gazeteci geçinen köşe yazarı efendi. Bu yaptıklarının yanlış olduğunu anlamış şimdi artık roman yazıyormuş.

Türkiye tarihinde yaşamadığı acaip şeyleri son yıllarda yaşadı ve yaşamaya da devam ediyor. Düşünün 2000’li yıllardan önce “Kumpas” deseniz, “parelel” deseniz kim ne anlardı, hiçbir şey. Şimdi bu kelimeler artık slogan oldu. Silivri-Ergenekon, Kumpas, Parelel, daha neler neler gelecek başımıza kim bilir ki?

Bu hukuk dışı ama bir o kadarda insanlık dışı olan uygulamaları duyarken aklıma taa 1965’li yıllarda üniversite de yaşadığım bir olay geldi. O yıllarda İstanbul Hukuk Fakültesi 2. Sınıf öğrencisiyiz. Birgün Ceza Hukuk Doçenti Nevzat Gürelli pratik çalışma yaparken bir olayı anlattı. Aynen naklediyorum:

27 Mayıs 1960 İhtilalinin emirleri doğrultusunda Yassıada Mahkemelerinin ses kayıtlarını biz üç kişilik ceza hukuk uzmanları ve yanımızda iki tane ses teknisyeni bu ses bantlarını dinlerdik. Gündüz yapılan mahkeme kayıtlarını dinlerken içinden de öyle kelimeler seçerdik ki bu kelimeleri bir araya getirip cümle oluşturduğumuzda Adnan Menderes hakkında yapılan yargılamaları kabul etmiş olsun. Bu ses bandı akşamları Türkiye radyolarından- zaten o zamanlar bir Ankara Radyosu, birde İstanbul Radyosu vardı- vatandaş tarafından Yassıada saatinde dinlendiğinde herkes Menderes’in suçlu olduğunu sansın. Evet biz akşamları daha 17 yaşında iken evde veya kahvede Yassıada saatini dinlerdik. O programda bu düzmece ses kayıtlarından Menderes’in konuşmaları verilirmişte bizim neyin ne olduğunu anlamamıza pek imkan olmazdı, ama halkın bir kısmı Menderes’e –Bak neler yapmış, hain bunlar der, bazıları da –Bu işlerin içinde bir iş var, bu haberler, bu kayıtlar doğru değil derdi.

Ben hayat bu tesadüflerle dolu bu ses kayıtlarının pek çok cümlelerden kelimelerin teknisyenlerce eklenerek yeni ve farklı anlamlar içeren cümleler olarak radyo da sunulduğunu sonradan öğrendim. Türkiye’de benim gibi kaç kişi vardı ki gerçekleri veya bir kısmını öğrenme imkanı olsun. Milyonlarca insan bu ses kayıtlarının oluşumu öğrendi. Ama Menderes sevgisi de bitmedi.

Evet hukukta ses kaydı delil teşkil etmez kuralı vardı. Tabii şimdi çeşitli teknolojik becerilerle bazı hallerde ses kaydı delil teşkil edebiliyor.

Şimdi düşünüyorum da, bize bunları anlatan hocamız gerçekleri saptırmakla bu millete ihanet etmişti ama bunu samimi bir şekilde anlatıyordu.

Şimdikilere bakıyorum yaptıkları daha korkunç. İnsan inanmadığı şeyi yapmaz, yapıyorsa o kişi vebal altında olduğu gibi birde şayet bu yapılanlardan ülke, devlet, millet, insanlar zarar görüyorsa o zaman ihanet içindedir. Yani haindir. Efendim bize yaptırdılar demekle de bu işlerden arınamazsınız. Şimdi bakıyorum da bazı makamlardaki kişiler “Bize yaptırdılar” gibisinden kendisini temize çıkarmaya çalışıyorlar.

İnsanlık bu kadar öldü ise geriye ne kalır ki.

Hoşça kalın.

Leave A Reply

Your email address will not be published.