HASTANE ÖNÜNDE İNCİR AĞACI

0

Meşhur bir türküdür: Hastane önünde incir ağacı, anem ağacı,

Doktor bulamadı bana ilacı, anem ilacı.

İnsanlarımız acılarını, türkülere dizelemiş. Dertlerini saza söze dökmüş, çare olsun diye.

Bizde herkesin derdi olan İznik Hastanesine bu hafta ortak çözüm arayacağız. Bilindiği gibi yeni hastanenin henüz çözüme ulaşmamış birçok sorunu var.

Nedendir bilinmez ama mevcut hastane dururken bir yenisi yapıldı. Şimdi oradaki az olan sorunlar burada çok fazla oldu. Birkaçını belirtelim:

Yeni hastanemizin kullanımı memnuniyet verici değil.

Güzel bir bina olmasına rağmen eski hastaneye göre yatak sayısı azaltılmış.

Hastane içinde düzen kurulamıyor. Acil servis arka tarafta üst katta ulaşımı da zor, hele laboratuarlara ulaşımı daha da zor. Özellikle gece karanlık koridorlardan gidip laboratuarı bulmak bir mesele. Zira koridorlara 20-30 lamba konulmuş ama hepsi bir yerden bir anahtardan çalışıyor, kapadığın zaman hepsi kapanıyor, açtığın zaman hepsi açılıyor.

Hastanenin elektrik düzeni beğenilmiyor ve çok maliyetli imiş. Eski hastanede aylık gider 6-7 bin lira iken yeni hastanenin aylık gideri 60-70 bin lira deniyor ki bu korkunç bir maliyet artışıdır.

Hastaların sayısının çok olduğu birimlerin poliklinikleri hastanenin içinde bir koridora konulmuş. Hastalar orada izdiham yaratıyor ve özellikle de hijyenik değil.

Çocuk hastalıkları bölümü de diğer sıkışık koridora konulmuş adeta büyüklerden küçüklere hastalıklar bulaşsın diye.

Hastane içinde tabelalar hele asansör içi tarifler tam bir yanıltıcı sisteme dönüşmüş. Binada bodrum kat yok, ama tabelalarda “Bodrum kat” asansörde “B” işareti var. Giriş katı 1. kat olmuş, üsteki kat 2. kat olması gerekirken 1. kat olmuş. Hastalar önce nereye gideceğini bir türlü belirleyemiyorlar. Oysa bunların yapılışı yanlış ama düzeltilmesi neden yapılmaz.

Hastanede bahçe düzeni henüz tam oturmamış. Otopark sıkıntısı bitmiyor.

En önemlisi de hastanenin ana yol ile olan giriş ve çıkışları. Her an hastane önünde kaza hemde ölümlü kazalar olabilir. Alınan hiçbir önlem yok. Trafik düzeni diye birşey zaten yok. Yani bu türkü tam bizim hastaneye göre derlenmiş. “Hastane önünde incir ağacı” Burada incir ağacı “ölümü” çağrıştırıyor. Zaten bir başka ata sözümüzde yada beddua da aynen “ocağına incir ağacı dikilsin” derler ki bu ocağın sönsün, ölesin demektir.

Ve hastanede kantin sorunu. Evet belki 6-7 ay oldu, belki daha fazla ama hastanede kantin kapalı, çalışmıyor. Hasta için içilecek bir bardak su bile bulamazsınız. Çevrede zaten sosyal ve basit ihtiyaçları karşılayacak market, büfe öyle birşey yok. Tam bir mahrumiyet bölgesi. Ne kadar ayıp, hiç yakışıyor mu?

Yapı arızalarını saymaya kalksak sayısını bilemem. Ama şu gerçek ki fazlası ile personel doldurulmuş, çoğu işini ve işinin özelliklerini bilmiyor. Orada da tam bir kayırıcılık var. Doktorlarımız ve yardımcı ekipman iyi niyetli ve yetenekli kadrolar, böyle bir ekip hastanemizin yüzünü güldürebilir. Bunlara sahip çıkmak lazım, yanlışları da biran önce düzeltmek ve noksanları tamamlamak şart.

Malzeme-ekipman sorunları çözümü sağlanırsa sanırım daha pekçok tedavi hizmeti hastanemizde verilebilir.

Sanırım işi ehline yani kendi kuralları içinde değerlendirmek ve özellikle de çözümcü olmak gerekiyor. Burada İzniklinin de İznik’te aktif siyasetçilerinde objektif ölçüler içinde bu kuruma sahip çıkması gerekir.

Saydığımız ve belki olupta bilemediğimiz hata, noksanlık, hizmete yönelik kusurlar ne olursa olsun bizim insan olarak hastaneye yardımcı olmamız en önemli tedavi olacaktır.

Bunun için peşin hüküm veya art niyet taşımadan daha iyisini yapabilmek için yardımcı olmamız gerekir kanısındayım.

Hastalıksız, kazasız-belasız sağlık dolu günler dileğiyle.

Hoşça kalın.

Leave A Reply

Your email address will not be published.