ÇİFTÇİ KENDİNE GEL

0

Bu sene uzun bir kış yaşadık. Henüz bahar gelmiş değil. Kütahya-Afyon’da kar 20cm olmuş. Oysa bahar mevsimine girdik. Hani eskilerin bir sözü vardı: Mart’ın 15’i yaz diye, ama öyle olmadı, yine eski bir söze takıldık: Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır.

Evet 2014-2015 kışı bu çeşit bir kış oldu. Bazı yerlerde açan erikler, şeftaliler yanmış durumda. Daha soğuk günlerde kar ve don zeytinde zarara neden olmuş idi.

Acaba diyorum sezon iyi başlamadı. Bu sene de çiftçimiz “yok” satarsa ne olacak halimiz.

Tarım sigortası üreticiyi yeterli bir şekilde korumuyor. Ortada maliyeti yüksek bir işlem oluyor, arkasından da zarar-riziko oluştuğunda sigorta kuruluşları kırk dereden su getiriyorlar ama zararı ödemiyorlar. Onun için çiftçimiz tarım sigortasına sıcak bakmıyor.

Doğal Afet nedeni ile mevcut yasal düzenleme ise sonuç verici değil. En önemli yönü afete uğrayan kişilerin orantı hesapları ile zararları ödenmiyor. Çünkü Doğal afete uğramış çiftçinin zararı mal varlığından %40 fazla olacak. Yani erik, kiraz, şeftali, zeytin ne olursa olsun o yılki ürün bedeli ne olacak diyelim 50 bin lira. Mal varlığını değerlendiriyoruz, arazi 100 bin, evi 200 bin, traktör makine ve ekipman 50 bin, ne oldu, 350 bin lira mal varlığı oluyor, bunun % 40’ı ne yapar 100 bin. Oysa zarar 50 bin, olmadı, afet yardımı alamaz.

Böyle olunca mevcut kanunlara göre çiftçiye afet yardımı yapılamaz.

Şimdi işin sıkıntısı bu tabii(Doğal) afetlerden sonra siyasiler atar-tutar.

Üç-beş sene öncede öyle olmadı mı? Senin yerin tapuda zeytinlik görünmüyor diye verdikleri destekleri geri almadılar mı? Eh işte ona benzer bir durum.

O zaman karşımıza başka garanti yolları çıkmalı, yani başka çözümler üretmeliyiz. Bunu da Devlet’ten beklememiz yanlış olur. Kendi iç bünyemizde bir takım garanti noktaları oluşturmamız gerekiyor.

Neler yapılabilir?

Kendi kendini güvenceye almanın yolu yine kendi içinde kaynak yaratmakla olur.

Türkiye’de ziraat odaları, ziraat odaları birliği gibi çiftçi kuruluşları var. Yine bunların yanında Marmarabirlik, Tariş, Çukobirlik, Fiskobirlik gibi ürün bazında çiftçi kuruluşları var. Bir diğeri ise Tarımsal Kalkınma Kooperatifleri. Dahası Tarım Kredi Kooperatifleri ve Tarım Kredi Kooperatifi merkez birliği gibi çiftçi için ekonomik ve mali konularda destek sağlayacak kuruluşlar var.

Bu kuruluşların amacına uygun çalışmalarını sağlayacak tedbirler ve özellikle de yasal düzenlemelerin alınması gerekir. Bu meseleler ciddi şekilde ele alınırsa Türk çiftçisinin beli bükülmez. Dahası, Türkiye güçlü Tarımsal ekonomi ile dışa bağımlılıktan kurtulur. Ve her sene milyarlarca döviz ödemekten kurtulur.

Çünkü Türkiye iklimi ve coğrafi konumu ile çevre ülkelere ihtiyaç duydukları tüm tarımsal ürünleri üretebilecek kapasiteye sahiptir. Komşu ülkelerin çoğunda bizim üretimimizde olan ürünleri yetiştirecek iklim şartları yoktur. Onun için kuzey ülkeleri ve güney orta doğu, Arap ülkeleri çok çok getirisi olacak pazarlardır.

Çiftçiye güvence sağlayacak imkanları yaratmak kendi kaynaklarından olursa, işte bütün mesele budur. Bu tip çalışmalar ticaret odalarında, esnaf odalarında görülmüştür ve çok olumlu sonuçlar alınmıştır. Hatta bazı sermaye kuruluşu olan bankalarda(Yapı Kredi, İş Bankası yardımlaşma sandıkları) daha da başarılı sonuçlar alınmıştır. Örneğin, bu iki banka –İş Bankası ve Yapı Kredi- bankalarında çalışan tüm personelin sigorta pirimlerini bu sandıklara aktarmıştır, bu birikimler sonucu emekli olan çalışanlarına hem SGK’dan daha yüksek emekli maaşı ve yardım ödemekte, hemde Türkiye’nin en iyi sağlık kuruluşlarında tedavilerini hiçbir masraf, katkı payı vs. ödetmeden yaptırmaktadırlar.

Konu ve çözüm araştırıldığında çözüm yollarını bulmak mümkündür. Bütün mesele bu konulara sahip çıkacak yasama ve yürütme gücüdür.

Yani, Meclis ve hükümet çiftçinin sorunlarına eğilmeli, çiftçinin yanında olmalıdır.

Şimdi önümüzde bir genel seçim var. Bu seçimde oy vereceğiz ve seçilenler ile bu ülke idare edilecek. Bu seçilenlerin içinden hükümet kurulacak.

Çiftçi bu aşamada ne yapacak? Kendisine yani üreticiye-çiftçiye sahip çıkacak olanları seçecek. Seçmez veya seçemez ise yaşadığımız acı gerçekleri tekrar tekrar yaşamaya devam ederiz, hepsi bu.

Hoşça kalın.

Leave A Reply

Your email address will not be published.