Sempozyuma İznik Kaymakamı Hüseyin Karameşe, İznik Belediye Başkanı Osman Sargın, Bursa Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Turizm Daire Başkanı Aziz Elbas, Ak Parti İznik İlçe Başkanı Tamer Mahmut Hersek, İlçe Müftüsü Veli Vehbi Bardakçı, Belediye Meclis Üyeleri, Ak Parti İlçe Kadın Kolları Başkanı Ayşegül Tosun, Ak Parti İlçe Gençlik Kolları Başkanı Faruk Demircan, İznik Belediyesi Kent Konseyi Genel Sekreteri Havva Candar, Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Akademisyenleri, öğrencileri ve çok sayıda İznikli katıldı.
Sempozyumda konuşan Belediye Başkanı Osman Sargın “Efsanelere konu olan İznik; antik çağdan itibaren Nikaia olarak anılmıştır. M.Ö 293’te Bitinya Krallığı ile birlikte önemli mimari yapılarla süslenmiş adına altın sikkeler basılarak Altın Şehir ünvanını almıştır. Uzun yıllar Bitinya Krallığına başketlik yapan İznik akabinde Romalıların hegomanyasına girmiş, 4 ana 12 tali kapısıyla 4970 metre surlar ile etrafı çevrilmiş, sur içerisinde önemli eserler ortaya koyulmuştur.
Hristiyanlık açısından oldukça önemli bir dini merkez olan İznik 1’inci Konsül ve 2’inci konsülün toplandığı mekandır. Ardından 1075 yılında Anadolu Selçukluları tarafından fethedilen İznik Türklerin Anadoludaki ilk başkenti olmuştur. Acaba 1071 de Malazgirtten Anadolu’ya giriş yapan ecdadın İznik’i fethederken amacı neydi? Bitinya’nın İznik’i “Altın Şehir” ilan etmesinin sebebi neydi? Bunların sorgulanıp sırlarının ortaya çıkarılması gerekmektedir.
İznik Osmanlı Devleti döneminde “alimler şehri” oluyor. Devletin ilk medresesi Süleyman Paşa Medresesi bir ilim merkezi oluyor. Alimler Şehri İznik; Eşrefoğlu Abdullah Rumi, Ebdul Fadıl Musa, Davud el Kayseri, Kutbeddin İznik-i gibi kadim medeniyetimizi aydınlatan zatların yaşadığı bir coğrafyadır.
Sargın; İznik 5 harf 2 heceye hapsedilmeyecek kadar büyük
Yine Hacı Bektaş-ı Veli’nin muridlerinden Sarı Saltuk’un menkıbelerde geçen Kırım, Moskova, Polonya, İsveç, Arnavutluk, Bosna’da türbeleri bulunan ve en önemlisi halkının 13’üncü yüzyılda İslamiyete geçmesine ön ayak olduğu rivayet edilen İznik’te bulunması manidardır. Velhasıl Medeniyetlerin harman olduğu, hem gönülleri hem de ülkeleri fethedenlerin vatanı İznik 5 harf 2 heceye hapsedilmeyecek kadar büyük bir medeniyet tasavvurunun oluştuğu bir kenttir.
Davud el Kayseri 1261 yıllarında Kayseri’de doğdu. Kadı Seracettin el Umrevi’den dersler aldı daha sonra Kahire’de bir süre eğitim gördü. Ondaki ilim aşkı dönemin şöhretli alimi olan Abdulrezzak Kaşani ile görüşmek için İran yollarına düşürdü. Din ve Dünya ilimlerinde büyük şöhret sahibi oldu. Orhangaiz kendisini İznik’e davet ederek Osmanlı’nın ilk medresesi Süleyman Paşa Medresesi’nin başmüderrisi tayin etti. 15 yıl çalıştığı medresenin sistemini ve doğal olarak da Osmanlı Devleti’nin medrese sistemini kurdu. Osmanlı Devleti’nin medrese eğitiminin temelinin fiziki olarak Orhangazi ilmi olarak da Davud el Kayseri tarafından İznik’te atılması büyük bir önem taşımaktadır.
Değerli Protokol, Saygıdeğer Akademisyenler;
Sargın; İsmini “Davud el İzniki” olarak değiştirelim.
Kayseri’de doğup ömrünün önemli bir bölümünü İznik’te geçiren Osmanlıyı idare eden bir çok gönül ve devlet adamını İznik’te yetişmesine vesile olan başta Din ve Milletin şereflisi anlamına gelen Şereffuddin lakabı verilen, zihnindeki ve maneviyatındaki tüm ilmini gelecek nesillere İznik’te aktaran, İznik’in bağrında yatan kadim medeniyetimizin manevi kurucularından Davud el Kayseri’ye sadece Kayseri’de doğdu diye Davud el Kayseri demek yerine fikrinin ve zikrinin meyvelerini dağıttığı İznik ile anmanın daha anlamlı olacağını düşünüyorum. O nedenle sizlerden Davud el İznik’i ismini tartışmanızı istiyorum.
Böylesine güzel bir organizasyonu ile Davud el İzniki’nin kenti İznik’te organize eden Büyükşehir Belediye Başkanımız Recep Altepe ve ekibine, Uludağ Üniversitesi’nin değerli akademisyenlerine ve siz değerli akademisyenlerimize ve tüm katılımcılara teşekkür ediyorum” dedi.
İki gün boyunca devam edecek olan Uluslar arası Davud El Kayseri Sempozyumu’na Prof. Dr. Süleyman Uludağ, Prof. Dr. Yaşar Aydınlı, Prof. Dr. Mustafa Karal, Prof. Dr. Mustafa Tahralı, Prof. Dr. Mehmet Bayraktar, Prof. Dr. Turan Koç, Prof. Dr. Ömer Mahir Alper, Prof. Dr. Cağfer Karadaş, Yrd. Doç.Dr. Abdurrahman Alkış, Doç.Dr. Mustafa Çakmaklıoğlu, Doç.Dr. Abdullah Kartal, Prof. Beki Alaaddin, Prof.Dr. Abdürezzak Tek, Doç. Dr. Ömer Türker, Yrd. Doç. Dr. Zeliha Öteleş, Yrd. Doç. Dr. Sema Özdemir, İhsan Fazlıoğlu, Doç.Dr. Osman Nuri Küçük, Mohammadamin Shahjoui konuşmacı olarak katılıyor.
Sempozyumda Davut El Kayseri’nin şiirlerindeki hakikat ve varoluş, Tasavvufun bir bilgi sistemi olarak inşaasındaki yeri, İbn Arabi ve Davud kayseri’nin hızır kıssası yorumu, Nübüvvet ve velayeti, Taiyye Şerhinde ittihad kavramı, Sufi epistemolojisinin temel bir kavramı olarak keşif ve türleri ile Davud El Kayseriye göre Kuran-ı Kerim’in doğru anlaşılmasında Meratib vucudun önemi konuları akademisyenler tarafından panelistlere anlatıldı.
Sempozyum Pazar günü Prof.Dr. Mehmet bayraktar başkanlığında yapılacak olan tek oturumun ardından değerlendirmeler ile sona erecek.
