Uluslararası Davud El Kayseri Sempozyumu Sona Erdi

0

UÜ İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Uludağ’ın ilk gün açılış konuşmaları ile başlayan DSİ Tesisleri’ndeki sempozyumda, İznik’in şairleri ve ilim adamlarıyla önemli bir merkez olduğunu dile getirdi. İnsanlığa hizmet eden, Allah’ın yakınlığı ve rızasını kazanan insanlar anıldığında, Allah’ın rahmetinin nazil olacağını belirten Uludağ, “Allah’ın rahmeti, bereketi üzerinize olsun. Bu rahmet dinmediği sürece yeni Kutbüddin İznikiler, Davud El Kayseriler, Eşrefoğlu Rumiler yetişir bu topraklarda” diye konuştu.

“Osmanlı Devleti’nin Medrese Sistemini Kurdu”

İznik Belediye Başkanı Osman Sargın da ilçenin Osmanlı Devleti döneminde “Alimler Şehri” olduğunu, ilk ilim merkezi Süleyman Paşa Medresesi’nin burada kurulduğunu aktardı. Davud el Kayseri’nin 1261’de Kayseri’de doğduğunu ifade eden Sargın, şunları kaydetti: “Davud el Kayseri’ye sadece Kayseri’de doğdu diye ‘Davud el Kayseri’ demek yerine, onu fikri ve zikrinin meyvelerini dağıttığı İznik ile anmanın daha anlamlı olacağını düşünüyorum. O nedenle sizlerden ‘Davud el İznik’ ismini tartışmanızı istiyorum” görüşünü bildirdi.

Davud El Kayseri Sempozyumu’nda Nebi, Resul, Veli, Mucize, Keramet, Hızır ve Kısas konularının yanı sıra Kayseri’ye göre gerçek sevgi muhabbet-i hakiki ve özellikleri, ayrıca Kur’an-ı Kerim’in doğru anlaşılmasında Meratib-i vücudun önemi konuları da ele alındı.Davud El Kayseri’nin hayatı, tasavvufi yönü, eserleri hakkında bilgilendirmeler yapıldı.

İki gün süren sempozyum beş oturum ve bir değerlendirme safhası ile tamamlandı. Son aşama olan değerlendirme safhasında oturum başkanları, Prof. Dr. Süleyman Uludağ ise yaptığı değerlendirmede “Bursa için Molla Fenari ve Davud El Kayseri çok önemlidir. Gönül ister ki yeni nesillerimiz bunları takip etsin ve araştırsın. Gelecek nesillere güzel bir şekilde aktarılsın. Sizleri de buralarda görmek istiyoruzdedi.” Prof Dr. Turan Koç ise “Bizler mirasımızı sürdürmekte bir handikap ve kırılma yaşadık. Sevgili Arkadaşlar çeşitli Medeniyetler var. Bizim Medeniyetimiz ise İslam Medeniyetidir. Bizim Medeniyetimizin temeli Kuran-ı Kerim’dir. Bu zaman ve mekan kavşağında İslam Medeniyetini yeniden buluşturmalıyız. Çok değerli Davud El Kayseri, Molla Fenari, Mevlana ve diğerler zatları yıllarca unuttuk. Bunları gelecek nesillere aktarmak için Varlık ve Bilgi telakkisine ihtiyacımız var. Bunlar üzerinde çalışmalar yapmanızı istiyorum”dedi. Zaman mefhumundan bahseden Prof. Dr. Mehmet Bayrakdar ise “ Zaman bir yaşam biçimidir. Zamanın da çeşitleri bulunmaktadır. Osmanlı’nın ilk Müderrisi olan Davud El Kayseridir. 20 Akçe karşılığı görev almış ve 15 yıl medresede görev yapmıştır. Osmanlı Bilim geleneği onun çizdiği yön ile birlikte yol almıştır. Önemli olan Mutluluğu iki cihanda sürdürebilmektir” dedi. Prof. Dr. Mustafa Tahralı ise yaptığı değerlendirmede “ Davud El Kayseri Sempozyumunu geçtiğimiz yıllarda da yaptık. Unutulmuş değerleri yeniden yeşerttik. Yapılan çalışmalar güzel sonuçlar veriyor. Bu konuların ihtisas sahipleri ile gelecekte yeniden teferruatlı olarak değerlendirerek gelecek nesillere aktarmalıyız. Bizler yapmış olduğumuz araştırmalarla görevlerimizi yerine getirdik. Siz gençlerden de devamını bekliyoruz” dedi.

Uluslar arası Davud El Kayseri Sempozyumu hayatından kesitler ve günümüze ışık tutacak bilgilerin değerlendirilmesinin ardında protokol üyeleri tarafından oturum başkanlarına akademisyenlere İznik Çinisi takdim edildi. Sempozyum sonrasında Davud El Kayseri’nin türbesini ziyaret ederek dua ve niyazda bulunan Akademisyen ve Öğrenciler, İznik’in tarihi mekanlarını da ziyaret ettikten sonra İznik’ten ayrıldılar.


Leave A Reply

Your email address will not be published.